top of page
İBADAT
Maden ve Defineler (Rikaz)
Zekâta Tabi Mallar
Bir ibadet olduğu için zekât, her çeşit ürün ve maldan verilmez. Kişilerin zenginliğini ortaya çıkaran ve piyasada ön planda olan mal ve ürünlerden verilir. Bu mal ve ürünler şunlardır:
a. Altın, Gümüş ve Nakit Para:
Altının nisabı yirmi miskal (81.18 gram) gümüşün nisabı iki yüz dirhemdir (595 gram). Para ve dövizler 81.18 gram altın değerine ulaştığında zekâta tâbidir. Bu miktardan daha fazla para, bir kişinin yanında, bankada vs. bulunur ve üzerinden de bir kamerî yıl geçerse kırkta bir yani % 2.5 zekât verir.
Hanefî mezhebinde altın ve gümüş yatırım aracı kabul edildiğinden para gibi değerlendirilmiştir. Bu yüzden, başta kadınların zinet ve süs eşyaları olmak üzere kap-kacak, külçe ve tablo gibi her çeşit altın veya gümüş zekâta tabidir. İnci, zümrüt ve yakut gibi zinet ve süs eşyaları para gibi değerlendirilmediğinden, ticaret malı olmadıkları sürece zekâta tabi sayılmazlar.
Şafiî mezhebine göre kadınların süs amaçlı kullandıkları başta değerli taşlar olmak üzere altın ve gümüş takılar zekâta tabi değildir. Erkeklerin sahip olduğu altın ve gümüş mücevheratın
zekâta tabi olduğunda ise icma’ vardır.
b. Ticaret Malları ve Hisse Senetleri:
Ticaret yoluyla kâr etmek için bulundurulan her çeşit mal,
zekâta tâbi olur. Bunları sayı ile sınırlamak mümkün değildir.
Konfeksiyon ürünleri, gıda maddeleri, inşaat malzemeleri, tekstil
ürünleri, temizlik malzemeleri, marketlerde satılan mallar,
acente ve galericilerin kendi mülkiyetlerinde bulunan araçlar
vb. ticaret niyetiyle elde bulundurulursa zekâta tâbidir. Hangi
cinsten olursa olsun ticaret mallarının değeri, altının nisabına
ulaşırsa zekâtının verilmesi gerekir.
Ticaret mallarında zekât, kârdan değil sermayenin bütünü
dikkate alınarak verilir. Tüccar zarar etse bile, malı nisabın üzerinde
olduğu sürece zekâtını vermelidir.
Fabrika binası, makineleri,
servis araçları gibi artıcı ol-
mayan sabit sermaye üzeri-
ne zekât gerekmez. Fakat
borçlar düşüldükten sonra
ticarete konu olan nakit pa-
ra, hammadde, mamul yada
yarı mamul tüm ekonomik
değerler, yılsonu değerleri ü-
zerinden zekâta tabi olur.
Ticari amaçla elde tutulan ev, dükkan, iş yeri gibi binalar ve
bütün gayri menkuller ile satmak için alınan ihtiyaç fazlası arabaların değerleri üzerinden 1/40 (yani % 2.5) oranında zekâtlarının verilmesi gereklidir. Bir mal satılmasa bile satış için ilan verilmiş veya satış için bir başkasına yetki verilmişse ticaret malı kabul edilir ve zekâta tabi olur.
Menkul kıymetler borsasında alınıp satılmakta olan hisse senetleri ve tahviller, ticari bir mal kabul edildiğinden bunların değerleri üzerinden kırkta bir oranında zekâta tabidir.
Hissedarlar, finans kurumları ve şirketlerdeki hisselerinin değerini, zekâta tabi diğer mallar ile birlikte hesaplarlar ve yıl sonunda kırkta bir oranında zekâtlarını verirler.
c. Hayvanlar:
Üretmek, süt veya yün almak maksadıyla beslenen ve yılın yarıdan
fazlasını kırlarda ve otlaklarda geçiren hayvana “sâime” denir. Bu türdeki koyun, keçi, sığır, manda ve develer sayıca nisap miktarına ulaştığı takdirde üzerinden bir yıl geçince zekâtlarını vermek gerekir. Sene başında nisap miktarında bulunan sâime hayvanlara yıl içinde satın alma veya yavrulama yoluyla başka hayvanlar ilave olursa yıl sonunda tüm hayvanların sayısına göre zekât verilir.
Hayvanların zekâtlarında, belirlenen hayvanlar, zekât olarak verilebileceği gibi, değerleri de verilebilir. Zekât, hayvan olarak verildiği takdirde en düşüğü veya en iyisi değil, orta durumda olanı verilir.
Yılın çoğunu ahırda yemle beslenerek geçiren hayvana “alûfe” denir. Ticaret için, kurban olarak kesilmek için, alınıp satılan alûfe türündeki hayvanların zekâtı, ticaret malları gibi kabul edilir ve değerleri üzerinden % 2.5 oranında zekâtları verilir. Sırf yumurta, süt, et ve yavruları için ahırda yemle beslenen hayvanlar, satılmadıkları takdirde sermaye kabul edilir, sadece ticareti yapılan yumurta veya sütün zekâtları verilir.
Asli ihtiyaç kapsamına girdiğinden yük taşımak, binmek için beslenen at, katır, merkep vb. hayvanlar için zekât gerekmez.
Câbir b. Abdullah “Çift süren öküzün zekâtı yoktur”
demiştir. Saime olan, yani yılın çoğunu kırlarda otlayarak geçiren atların da zekâtlarının verileceği bazı âlimlerce kabul edilmiştir. Bu âlimlere göre sayıları 5’ten fazla olan atların değerleri hesaplanır ve 40’ta biri (% 2,5) zekât olarak verilir. Alûfe olan ve ticari bir maksatla elde tutulan değerli atlar ise ticaret malları içinde kabul edilir ve bunlardan bir tane bile olsa -zekât nisabına ulaşabileceğinden zekât vermek icab eder.
d. Maden ve Defineler (Rikâz):
Rikâz terimi, maden, define ve hazine gibi kendiliğinden yer altında bulunan veya insanlar tarafından yer altına gömülüp gizlenen her türlü kıymetli maden ve eşyayı ifade eder. Zekâta tabi olan maden ve definelerde bir sene geçme şartı aranmaz. Elde edilir edilmez zekâtları verilir. Kamu arazisinden çıkarılan altın, gümüş, bakır, kalay, nikel ve demir... gibi ateşte eritilebilen rikazdan 1/5 oranında zekât alınır. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Toprak altında bulunan maden ve kıymetli şeylerden beşte bir (humus) zekât vermek gerekir” Şahsa ait bir araziden çıkarılan maden ve defineler, İmam Azam’a göre diğer ticaret malları gibi normal zekâta tabi olur.
Hanefî mezhebine göre rikâz gelirleri, “fey” hükmünde kabul edilmiştir, bu sebeple kamu ya- rarına olan her iş için harcana- bilir. Diğer mezheplere göre ise rikâz gelirleri sadece zekâtın sarf yerlerine harcanır.
e. Toprak Ürünleri (Öşür):
Öşür, toprak ürünlerinden alınan zekâttır. Kur’an-ı Kerîm’de “Meyve verdiği vakit meyvesinden yiyin, hasat günü ürünün hakkını (zekâtını) verin” buyurulmuştur. Toprak ürünlerinde bir yıl geçme şartı yoktur, yılda çift ürün alındığında her “hasad zamanı” zekâtının verilmesi gerekir. Bir öşür arazisi, yağmur veya nehir suyu ile sulanırsa ürünün onda biri zekât olarak verilir. Eğer arazi, su motoru, satın alınan su vb. vasıtalar kullanılarak sulanırsa ürünün yirmide biri zekât olarak verilir. Allah ü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Yağmur ve kaynak suyu ile sulanan veya kendiliğinden sulak olan yerlerin ürünlerinden onda bir (öşür), hayvan gücü veya taşıma su ile sulanan topraktan ise yirmide bir zekât gerekir”
İmam Ebu Hanife’ye göre “… Hasat günü ürünün hakkını
(zekâtını) verin”74 ayetindeki kesin emir sebebiyle tarım ürünlerinde
nisap aranmaz. İmam-ı Âzam’ın iki talebesi İmam Muhammed ile İmam Yusuf’a göre ise tarım ürünlerinde nisap beş vesk (yaklaşık 34 teneke ürün) olup, bundan daha az olan ürünlerde öşür gerekmez. Bu âlimler “Beş vesk’ten az üründe zekât yoktur” hadisine göre hareket etmişlerdir. Balın zekâtı da toprak ürününün zekâtı gibi 1/10 oranında verilir. Çünkü arılar, arazilerden bal temin etmektedir. Ebu Hanife’ye göre balda nisap aranmaz, balın azından da çoğundan da zekât verilmesi gerekir. Ebu Yusuf’a göre beş vesk arpanın kıymetine ulaşmayan bal, zekâta tâbi değildir.
"Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çokca istiğfar ediniz..."
Buhârî, Zekât, 44
Zekat Nelerden Verilir?
Hayvanlar
Altın,Gümüş ve Nakit Para

Ticaret Malları ve Hisse Senetleri
Toprak Ürünleri(Öşür)
bottom of page